gone girl

--- spoiler --- nick ve amy evliliklerinin beşinci yıl dönümünü kutlamaya hazırlanmaktadırlar. fakat o gün amy aniden ortadan kaybolur. geri dönmeyince, polisin gözünde kocası nick tüm şüpheleri üzerine çeker. nick’in ise kafası karışmıştır ve basın toplantıları düzenler, bütün ülke bu durumu konuşmaya başlar. nick masum olduğu konusunda ısrar etse de çevresi yalanlar ve ihanet ağlarıyla kuşatılır. amy’nin hayatta olup olmadığı büyük bir muammadır. --- spoiler --- 2014 ımdb en iyi 250 film arasındadır. (bkz: ben affleck) (bkz: rosamund pike) (bkz: neil patrick harris) trailer

rosamund pikenin güzelliğini gördüğümüz bir film daha. gerçekten bu kadar psikopat kadınla yaşamak zorunda kalsam ne olurdu diye düşündüren film. ayrıca filmde yan rolde oynayan emily ratajkowski'nin sevişme sahnesi 10-15 defa izlenesi bir sahne

hikaye ve kurgu çok iyiydi yalnız oyunculuklar biraz abartılıydı. rosamund pike şahane oynamıştı.

(bkz: euripides) - (bkz: medea) mö 400 yılında yazılan tragedyadan esinlenerek yapılmıştır.

--- spoiler --- o kadar zeki karıyı aldatmak neymiş böyle sike sike gösterirler dediğim film. filmin sonunda adamdaki çaresizliği allah kimseye vermesin --- spoiler ---

bu filmde en anlam veremediğim şey barney in oynaması

film kitaptan uyarlanmış güzel olmuş , ilk yarısında kocadan nefret ediyor sonraki yarıda ne manyak insanmış bu kadın dedirtiyor . kitabını okumadım ancak filmin bir bölümünde şarap şişesini açıp şişeyle bir şeyler yapıyor ablamız orayı anlayamadım aydınlatırsanız ne mutlu bana ..

şimdi eksi manyağı olucam ama bu filmi izledikten sonra tvde gördüğüm kadına şiddet haberlerine pek inanasım gelmiyor. (ölenler hariç tabikide)

''iki insan birbirini sevdiği halde ilişkilerini yürütemiyorsa işte asıl trajedi budur.''

izledikten sonra vaov dedim. bir kadının ne kadar zeki ve psikopat olabileceğini anladığım filmlerdendi. rosamund'un oyunculuğuna diyecek hiç bir şey yok. her sahnesinde davranışlarını ağzım açık izledim resmen. bana sadece 'yapılan plan her türlü bozulur' klişesi battı o kadar. gerçi bozulmasada bu kadar iyi olmazdı açıkçası.

şeytanın kadına büründüğü filmdir.

i̇nsanı ekrandan bir saniye bile ayırmayan film. heyecan sürekli yüksekti izlerken. ayrıca o kadın ne manyaktır ya.

kadinlardan korkutan filmdir. bi de ustune ustluk sevgilim kadinin tarafini tutunca harif tirstim valla bi de demez mi korktu o filan falan...

Birkaç güzel replik de bırakayım şöyle. “ İki insan birbirini sevdiği halde ilişkilerini yürütemiyorsa, işte asıl trajedi budur.” “ Evet, seni sevmiştim. Ama sonra birbirimize uyuz olduk, birbirimizi değiştirmeye çalıştık. Birbirimize acı çektirdik.” “Evlilik bu işte.” “ Kendimi, gerektiğinde atılabilecek bir yük gibi hissediyorum. Birden ortadan kaybolabilirim.”

Bugün yıllar sonra tekrar izleyesim tuttu. Muhteşem bir film lan. İnsanı dehşete sürüklüyor. Filmin işleyişi hakkında değinilecek o kadar çok konu var ki insanın söyleyecek sözü kalmıyor, nutku tutuluyor. Dehşet iyi. David Fincher'ın en beğendiğim 3 filminden bir tanesi gone girl. Ayrıca bence kendisini sinematografik anlamda çağının ilerisine taşıyan filmi de bu. Benim için unutulmaz bir film evet. Bu sınıfa koymam için birkaç gerekçem var ama en çok nutkumun tutulmasına sebep olan şey filmin dilini film içerisinde kusursuz bir şekilde değiştirip hepimizi koltuklara çivilemesidir. Bu durum kitapta da böyleymiş anladığım kadarıyla. İlk yarısıyla ikinci yarısı 180 derece ters yüz ediliyormuş her şey. Ama bunu filmlerde bu kadar etkili yapmak kolay iş değil. Mesela bir örnek vereyim; Adamla sevişirken aşırı estetik biçimde öldürüp kan akıtılan sahne sinemada izlediğim en güzel ve en çarpıcı dönüşümlerden bir tanesiydi. Harika bir metamorfozdu bence. Filmi atmosfer olarak ikiye ayıracaksak tam da buradan ayırmamız gerekiyor. Amy'nin ölmediğini anladığımız yerden ayırmak doğru değil. Atmosferi ve sinema dilini değiştiren an o kanlı sahne. O ana kadar da doğru dürüst kan görmüyoruz zaten. Vahşet içeren bir film olduğunu düşünmüyoruz bile görsel anlatımlardan yola çıkarak. Amy liseden beri oyaladığı mektuplaştığı herifin evinde kalmaya başlıyor. Bir noktadan sonra karar değiştiriyor ve bu adama da bir boklar yapacağını anlıyoruz. Zaten o dakikalarda çoktan gerilmiş durumdayız bir şeyler olacağını gayet de iyi biliyoruz. Karı kameralara karşı yırtınıyor, kendi bileklerini tahrip ediyor, kendi vajinasına zarar veriyor falan. Bu kadar gözümüze sokulduktan sonra her şeye hazırız aslında. Ama noluyor finalde? Adamla sevişirken boğazını kesip tek hamlede kurbanlık koyun gibi öldürüyor adamı. Ortalık kan gölüne dönüyor. İzlediğim en iyi kanlı sahnelerden bir tanesiydi o öldürme sahnesi. Ama o noktaya kadar her şeye rağmen filmin anlatım diline bu uymuyor. Her şey bir tarafa Amy'den böyle bir şey beklemiyoruz. Beklemiyoruz ama karakterin diğer yüzünü çok kusursuz bir biçimde gösterdiği için de bu olduktan sonra da aşırı bütüncül geliyor yadırgamıyoruz. Çok ilginç bir denge bence bu. Filmde karanlık tarafa gerçekten geçtiğimiz an kesinlikle o an. O ana kadar filmde anlatılan konu neredeyse Yeşilçam'daki Tarık Akan ve Gülşen Bubikoğlu'nun olduğuAh Nerede filmi tadında seyrediyor. Mağdur edilmiş bir kızın obsesif intikam oyunlarının artırılmış prodüksiyonlu halini izlediğimiz zannına kapılıyoruz. Ama değil işte öyle. "Vay anasını bu karılardan korkular eheheh" modundan "ananı avradını noluyor laayyn" moduna tam olarak o çiftleşme anındaki kanlı sahneden sonra geçiyoruz. Amy'den en az Nick kadar korkmaya başlıyoruz ve o ana kadar da film Amy'nin asıl davranışsal bozuklukları hakkında çok az detay veriyor. Biraz dikkatli bakmazsan o sevişme sahnesine kadar Amy'nin manyaklığını daha tolere edilebilir bir şey zannediyorsun. Zekasını hırsını taktir ediyorsun neredeyse. Adamı öldürdükten sonra da ipler komple kopuyor zaten. Son sürat finale koşuyoruz tırnak yiye yiye. Lan gerçekten çok iyi film. David Fincher seni çok seviyorum.

Türkçeye Kayıp Kız olarak çevrilmiş David Fincher filmidir. Bana göre soruşturma kısmında açıklıklar bulunsa da gayet iyi kurgulanmış ve izlemesi güzel filmdir.

ecnebilerin bi lafı vardır; "this is sooo crazy!! izlediğim ennnn iyi gerilim filmlerindendi. ki bunda rosamund pike'ın muhteşem ötesi oyunculuğunun etkisinden bahsetmeme gerek yok sanırım. --- spoiler --- adamı öldürene kadar kindar manyak bir karıyı izliyoruz sanırken aslında tam bir sosyapatı izlediğimizi fark ediyoruz. kadın mağduriyeti diye bi şey var adamın hayatını bitirir. gördüğümüz gibi. bi an erkeklere acıdım. sevişme sahnesi midemi bulandırdı. adamı öldürüp her yer kan etmesi değil kadının tiksine tiksine sevişmesi midemi bulandırdı. ben affleck için de bi şeyler söylemek istiyorum ki, filmde onu da çok beğendim. özellikle duşa girdiği andaki ufak saniyede ölüsü buysa dirisi nedir falan oldum sjdjdkdk üzgünüm o ayrıntıyı kaçıramazdım ajdjdkdk maşallah maşallah. gözlerimiz yuvalarından fırlayıp bayram etti. --- spoiler --- özetle, iki buçuk saat gibi uzun bir süreye sahip olmasına rağmen (en azından benim için) soluksuz izlediğim şahane film. özellikle başlangıç ve finaldeki bağlamaya, hikayeden önceki algımız ile sonraki algımızı değiştiren sahneye ba yıl dım!! "ne düşünüyorsun? nasıl hissediyorsun? birbirimize ne yaptık? ne yapacağız?"